22 Şubat 2014 Cumartesi

Motosikletli gerilla…



 Önüne bu deniz gibi vadiyi katmış, alelacele yolların tozunu attıran gerilla, Rojavalı Agit. Zira yetişmesi gereken işler çok…

Gerilla Agit, bulunduğu geniş arazili gerilla alanının teknik sorumlularından. Baraj, jeneratör, telsiz (büyük-küçük), bilgisayar, radyo, teyp, saat, mp3 gibi dağda aklınıza gelebilecek tüm teknik-elektronik eşyaların bakımı ve tamirini yapıyor. Küçük de bir atölyeleri varmış. Henüz oraya gidemedim.
Motorun arka bölümüne bağladığı ve kiremit rengi veren şey bir meyve kasası! Lakin içinde meyve yok. Meyveler tükenince yerini yaratıcılık almış. İşler çok ve kapsayıcı olunca onarım ve tamir için yanında bulundurması gereken gereç de çok oluyor. Ve işte bu meyve kasası onun bu ihtiyacını gideriyor.
Fotoğraflarını çektiğimden haberi yok. Sadece selamını vererek yoluna devam ediyor. O gün muhtemelen yine acil bir durum çıkmıştır diye düşünüyorum. Bir daha görme imkanım olursa fotoğraflarını vereceğim. Kim bilir, belki atölyelerini gezme ve merak ettiklerimi sorma fırsatını bile yakalayabilirim… Çünkü pek fazla hareketli olduğu için ‘atölyede yakalamak büyük şans’ diyorlar.
Şimdilik sadece gerilla Agit’in işlerinin rast gitmesini dileyebiliyorum…
***
Sürpriz…
Bir daha kim bilir ne zaman görebilirim düşüncesi içerisindeyken bir sabah ansızın bulunduğumuz kampa gelince hayli şaşırdığımı belirtmeliyim. Kamp sakinleri onarılacak şeyleri, ben de yarım kalan yazımın tamamlanmış halini düşündüm itiraf etmeliyim.
Her ne kadar ‘geçerken bir uğrayayım dedim’ diyorsa da mutlaka tamir ettirilecek bir şey olduğunun farkında. Çünkü buna alışkın ve bu işi yaptığı sürece normal bir ziyarette bulunamayacağı konusunda ikna olmuş.
Kısa bir selamlaşma ve çay ikramı ardından kordonu kopmuş saatler, bozulmuş mp3’ler, müzik kutuları ve radyolar çıkıyor… Her zaman olduğu gibi hazırlıklı. Hemen oracıkta tamir işlemi başlıyor. Bu defa malzemeleri meyve sepetinde değil, sırtında taşıdığı çantada. Ben merakla motorunu soruyorum. Arızalandığını ve şehre gönderdiğini söylüyor. Üzülüyorum. Anlatımından çıkardığım kadarıyla geri dönüşü olmayan bir hastalığa yakalanmış motoru… Pek dert etmiş gibigörünmüyor. “Yürümek daha iyi” diyor. Havaların daha sıcak olacağını hatırlatıyorum “sorun değil” şeklinde cevap veriyor. Onun için çerezlik olan masanın üzerinde duran teknik malzemeleri onarmaya başlıyor. Ardından bozuk jeneratöre de bakacak. Ben tüm işlerini bitirmesi ardından ona fotoğraflarını göstereceğimi ve birkaç soru sormak istediğimi söylüyorum. “Tabi neden olmasın” cevabını aldıktan sonra yanından ayrılıyorum…
Tüm işlerini bitirdikten sonra çınar ağaçları altına kurulmuş mütevazı bir çadırda önce fotoğraflarını gösteriyorum. (hafif tebessümle beğendiğini söylüyor) Ardından sohbetimiz başlıyor. Ve O’na dair merak ettiklerimi soruyorum…

Kendi dilinden gerilla Agit…

Gerilla Agit 1981’de Rojava’nınKobane kentine bağlı DerbazinKöyü’nde dünyaya gelmiş. ZirwariAşireti’nden. 10 çocuklu ailenin dördüncü çocuğu. Kendisinden büyük iki ablası ve bir ağabeyi var. Beşi erkek toplam altı da küçük kardeşi. En küçükleri kız. Gülerek, “2000 yılında gerillaya katıldığımda on kardeştik belki de çoğalmışızdır, net bilgim yok” diyor. Büyüdüğü köye en yakın yerleşim birimi Cerbusarap adlı Arapların yaşadığı ilçeymiş.
Biraz sohbet edince anlıyorum ki mesleğinin aile geleneğiyle ilgisi var. Dayısı ve babasının amcası motor araba, jeneratör gibi teknik aletlerin tamiriyle uğraşıyormuş.Agit de onlardan öğrenmiş. Yani onlar da okullarda eğitimini alarak değil, tamamen hayat tecrübelerinin nesilden nesile aktarılması şeklinde öğrenmişler. Agit gibi…
19 yaşında dağlara gelen Agit, şimdi 32 yaşında. Agit gerilla yaşamını tüm detaylarıyla öğrenmek için kendini erken deşifre etmemiş. İlk beş yıl Behdinan,Zapve Zagros bölgelerinde gerillacılık yapmış. 2005 yılından bu yana ise teknik birim çalışmalarda yer aldığını söylüyor.
*****
“Benim için bir jeneratörü tamir etmek basit bir şey ama onlarca arkadaşımın işini görüyorsa o benim için en önemli ve ciddi iştir. Diğer onarım işlerini de bu çerçevede ele alıyorum.”
İşte bu kadar sade anlatıyor işinin önemini ve devam ediyor: “Arkadaşlara ait bozulmuş herhangi bir eşyayı tamir ettim mi mutlu oluyorum.”
Çalışma esaslarını da keyfiyete sıfır tolerans ilkesine bağlamış. Kesik kesik ve sessiz konuşmasından yola çıkarak ‘hiç kavga ettin mi?’ diye soruyorum. Sonuçta stresli iş, her gün bir yerlere koşturmak zorunda. Gayet sakin ve aynı ses tonuyla öfke ve sinirli zamanlarını genelde arkadaşlarına yansıtmamaya çalıştığını söyleyerek ‘zaten çoğu da uçup gidici’ diyor.
Gittiği her kampta teknik sorumlularına arızalı cihazların sorunlarını nasıl gidermesi gerektiğini de anlatıyor. Çoğu geçici olduğu için aynı şeyleri onlarca defa aynı sabırla anlatmak zorunda kalıyor yani.
Bazı ustaların, bozulmuş herhangi bir aleti ondan önce başkası kurcalamışsa bakmadığı gibi özelliklerinin olduğunu hatırlatıyor ve ‘sen de böyle misin?’ şeklinde bir soru yöneltiyorum. “İlk ben görmeliyim arızalı aleti diye bir şartım yok. Sonuçta gerillayız bazen ben belki günler sonra gidebilirim. O arada ihtiyaçları varsa birilerinin tamir etme çabası mutlaka olur. Böyle katı yaklaşımım yok. Bu konu esnektir benim için.” Şeklinde gayet makul bir cevap veriyor.
Gerilla Agit’inBager adında bir de ortağı var.Bager’in uzmanlık alanı ise kaynakçılık. Kendisi ondan öğrendiği gibi, bilgilerini de onunla paylaşıyor. İki yıldır birlikte çalışıyorlar…

Özel sorular

Temel felsefesi: Yöntem ve hiçbir şey imkansız değil. (Bunu hem yaşamı hem de işinde esas almaya çalışıyor)
Hayali: Uygun bir zaman ve zeminde gençlerle tecrübelerini paylaşmak, hatta bir okul açıp eğitimini vermek istiyor.
En sevdiği çiçek: Dağa gelmeden önce en çok sevdiği çiçek duvara tırmanan sarmaşıkmış. Ancak Kürdistan’a özgü olan Şilêre(ters lale) çiçeğini gördükten sonra bir numarası o olmuş.
En sevdiği hayvan: Keklik (erken evcilleştiği için)
En güzel yer:Zagros(yükseltilerinin verdiği muhteşem duygu)
En acı veren olay:“2006 yılındaZagros-GeliyeZap’ta bir tim arkadaşımızın bulunduğu yer deşifre olunca savaş uçakları bombardımana başladı. Biz de yakın mesafedeydik. 3 arkadaş şehit düştü. Ciwan Çele adında bir arkadaşımız vardı. Arkadaşların cenazelerini getirmek için gittiğinde tekrardan bombardıman oldu. HevalCiwan’ın bir bacağı koptu. Karşı tarafta yeni savaşçıların kampı vardı. Kopan bacak görünebilir bir yere fırlamıştı. HevalCiwan sürünerek gidip bacağı gömdü ki yeni arkadaşlar etkilenmesin. Daha birkaç dakika geçmemişti uçaklar tekrardan gelip bombardıman yaptı. Ciwan arkadaş burada şehit düştü. Beni derinden etkileyen olayların başında bu gelir.”
En mutlu olduğu olay: Kızkardeşinin gerillaya katılması(Henüz karşılaşamadıkları için kod adını bilmiyor)
Gerilla Agit gazetemiz aracılığıyla halka ve gençlere de kısa bir mesaj iletmek istiyor:
“Geçtiğimiz yıl hamle sürecinde halk ve gerillanın birbirini tamamladığını gördük. Ve şimdi büyük bir kazanım içinde olduğumuz biliniyor. Gerilla sadece savaşçı değildir, aynı zamanda siyasetçidir de. Hedefe ulaşmak için kararlılıkla yürüyor. Önderliğimizin öncülüğünde büyük kazanımlarımız oldu. Şahadete ulaşan binlerce yoldaşımızı da bu vesileyle anmak isterim. Halkımızın direnişi bize büyük moral veriyor. Direnişin olmadığı yerde tükeniş başlar. Gençlerimiz de bunu böyle ele almalı ve sürekli örgütlü bir sistem içerisinde olmalı.

Yeri gelmişken Rojava halkımızı da yeniden inşa sürecinde gösterdiği büyük direnişten ötürü selamlıyorum. Kürt halkının birbiriyle dayanışması sadece dönemsel ve maddi olmamalıdır. Manevi, moral verici eylem ve etkinliklerede ihtiyaç vardır. YPG ve YPJ güçleri ile daha derin bir bütünleşmeyle Rojava’da hedefe daha sağlam adımlarla yürüneceğini düşünüyorum.” 

Not: Bu yazı 04 Ağustos 2013 tarihinde Yeni Özgür Politika gazetesinin PolitikART adlı 15 günlük ilavesinde yayınlanmıştır
http://www.yeniozgurpolitika.eu/index.php?rupel=nuce&id=22806